16 Ocak 2011 Pazar

Üç Nokta

Ne güzeldir gecenin rengi . İnce bir piyano sesiyle aydınlanırsa bir de ... İşte o an yazacak bir şeyler bulunur şu naçizane köşeye. Aslında yazılacak pek çok tümce vardır ; birleşir , çoğalır , paragraflara dönüşür ... Kumdan kale yapmak gibidir aslında ; bir kovaya dolduracak yığınla kum vardır o deniz kenarında ... Tonlarca kumdan bir kova ederinde taşırsın masalsı kraliyetini ilan edeceğin topraklara... Kovayı ters çevirirsin kale değil de kum yığını çıkar karşına. Bir daha denersin ; yine olmaz ... Bir şey eksiktir. Tonlarca kum olan kumsalda bir şeyler eksik kalmıştır kale yapabilmek için. Denizi keşfedersin. Biraz deniz suyu olmalıdır o kaleleri dikebilmek için. İşte bunun gibi bir şey tümceleri bir araya getirmek de ... Gecenin karanlığında en sersem saatte bir piyano sesi karışır hayatına . Yazarsın şu küçük sanal sayfaya. Bir cümlen olur , bir noktalı virgülün, bir de noktan. Ama bir şeyler eksik kalmıştır. İşte o eksik kalan deniz suyu burada da karşına çıkar. Deniz kumla karışıp kale olana kadar üç nokta kullanırsın ...

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder