29 Ocak 2011 Cumartesi

Karadeniz İle İlk Sohbet

Günün ilk ışıklarıyla doğup büyüdüğüm şehre geldim . Hava soğuktu , tipik Karadeniz kışı işte ... Gelir gelmez kendimi deniz kenarına attım elimde valizim , omzumda çantam ile . Özlemişim denizi , denizle konuşmayı ; Karadeniz'e anlatmayı ... Anlattım , evet çok şeyler paylaştım onunla . Tavırlıydı biraz , dalgalıydı ; bana da kızgındı ... Adeta soruyordu : "Neredesin be oğlum kaç zamandır ? Yoksa başka denizler mi buldun kıyısında duracak ? " Cevap veremedim doğrusu ... Kızdırmak istemedim Karadeniz'i ; kırmak istemedim . Zamanla ben anlattım o dinledi , o anlattı ben dinledim ; sohbet koyulaşınca ağzımdan kaçırdım ... "Başka bir deniz  var evet kıyısında durduğum ; açılmak için sabırsızlıkla beklediğim." Bunu söylediğim zaman o sert tavrı biraz yumuşadı sanki . Hüzün mü mutluluk mu anlayamadım , köpükler kayboldu ; dalga sesleri sustu ... Adını sordu . "Ege mi ? "dedi. "Hayır" dedim , "değil ..." Ege değil kıyısında durduğum . Sadece deniz . Ön adı olmayan bir deniz . Senden daha derin , daha zor , daha şefkatli , daha başka bir deniz ... Ne kara , ne ak , rengarenk bir deniz . Her rengi seven ; her renge bürünebilen bir deniz ... Sadece "Deniz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder