7 Şubat 2011 Pazartesi

Bir Sahne

"-Bu eve girdiğimden beri, duyduğum tek şey yalanlar.Ve bu yalanların hepsi birbiriyle çelişiyor.

-Onlar yalan değil, kara delikler. Yıllardır bu gerçeği arayan tek kişi benim. Kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı bilmemenin ne kadar korkunç bir şey olduğunu anlamıyor musunuz? Ve de sürekli kendini yenileyen bir sıkıntının içinde... Bazen gerçekten var olmadığımı düşünüyorum.

-Ama "Héléna, sizi seviyorum" demek için geldiğimde beni dinlemeyi neden reddettiniz?

- Benim sevmeye hakkım yoktu... Anlıyor musunuz? Ne sevmeye ne de sevilmeye hakkım yoktu ...

-Ya şimdi?

-Şimdi Carl'ı seviyorum. Ve iyi değilim... Aşk kötü mü hissettirir ?

-Evet, aşk kötü hissettirir. Büyük, yırtıcı kuşlar gibi, üzerimizden uçup gider ve olduğu yerde durup, bizi tehdit eder. Ama bu tehdit aşk için verilmiş bir söz de olabilir . Çok güzelsin Héléna, o kadar güzelsin ki, sana bakmak ... Acı çekmek demektir .

- Daha dün bunun bir mutluluk olduğunu söylüyordunuz.

-Hem mutluluk hem de bir acı."

Le Dernier Metro'dan ...










5 Şubat 2011 Cumartesi

Görülen Bir Rüyanın Ardından...


                                                    http://ufizy.com/#4uqZzySm7IY/r/!/

"Something's burning in my head
 restless days and nights, they never end
 with every word unspoken I fade away
 though that's not your fault, it's me who has no excuse

 my dream is gone and I'm undone

 each time I see your eyes I just feel guilty
 of loving you this way, though I'm not hopeless yet
 my soul is shadowed by your magic smile
 I tried so hard to reach you but I failed ..."

2 Şubat 2011 Çarşamba

Deniz Feneri

"Merdivenden inerken hayretler içindeyim. Mutlu o !.. Ne kolay şey ! Aklım almıyor. Benim asla katılamayacağım, kendi kendine yeterli bir varlık değil mi o hala ? Kapısına sevginin olanca ateşiyle gelip dayansam da yine öyle olmayacak mı ? Aaah sevgi !.. Uçuruma yuvarlanan bir meşaledir sevgi. Uçurumun derinliğinden başka neyi gösterir ?"

Remarque böyle tanımlamış sevgiyi "Dönüş Yolu"nda ihtiyaç varmışcasına... Ben hiç sevgi tanımı yapmadım , yapamadım . Mutluluğun resmini çizebilir misin gibi seçme saçmalıklardan olsun istemedim. Böyle bir soru da sormadım bu yüzden. Ama sanki hislerim yakın uçurumun derinliğini gösteren meşale tanımına... Sanki denizlerin en dibini aydınlatan , bir deniz feneri sevgi ... Denizcilere yol gösteren , kayalıkları aydınlatan ; denizin en sert yapılarını ışıl ışıl bir güzelliğe çeviren ; ve en uzak kum tanelerinin yerini belirleyen ... Onsuz açılmak doğru değil denizlere ... Dalgalardan da korunur belki yalnız denizci , o fenerin sayesinde ... İşte deniz yolundayım kitaptan bağımsız bir sevgi tarifiyle . Dalgalar da var bu yolculukta  ama yine de ..:

"Dalgalar arasından biri ya da öbürü,
 deniz yeşili, soğuk yeşil, yeşil dal,
 seçmedim ondan başkasını:
 Teninin bölünmez dalgasını."

Pablo Neruda ...

31 Ocak 2011 Pazartesi

Öyle Bir Gece

"Dilsizim ve adsızım şimdi
 Aşk diyorlar değil mi buna ?"  demiş ya Mungan ; ilk defa öyle hissediyorum bu akşam . Gecenin üçünde yazıyım istedim ; ya da gece üç olduğunda yazasım geldi bir şeyler. Kafamda resimler var ; onları şimdi birleştirsem bana kızacak martılar , ağaçlar , hatta göremediğim yıldızlar ... Adını verdiğim yıldız ortalarda yok bu gece ... Denizleri koruyan bulutlar içine almış , kayıplarda bu gece , gitmek istiyorum ona ... Çağırsam gelir mi Martin ? Niels Holgerssons izin verir mi bana uçan kazın sırtında gidebilmem için o yıldıza  ? Hem ya kaydıysa ..? Korkuyorum bu akşam sanki . Biraz üşüdüm de , belki azıcık da sarhoşum. Çocuk kalmak istemediğimi fark ettim elimdeki rakı kadehine bakarken . Seni yanımda istediğimi hissettim düşlere dalarken ...

Always Somewhere



Zor bir günü yeni kapattım. Yaklaşık yarım saat oldu , başka bir gündeyim . Halen başım ağrıyor ; halen uyanığım ; olmam gereken yerde bulunduğumdan şüpheli olarak bir şeylerin mahvını görebiliyorum . Oturduğum yerden farklı rüyalar görüyor olsam da bazen , derin bir renk kuyusunun içinden parlak ışıltılar seziyorum. Çocukluğumu görüyorum tepeye baktığımda . Nüksediyor bazen bir hastalık gibi ; çocuklaşıyorum o anlarda. Bir şeylere dalıp gidiyorum. Renkler içinde kayboluyorum ; kendimi sorgulamak anlamsızlaşıyor. Evet hala buradayım ; düşünüyorum , dalgalar vuruyor ruhuma ... Bugün buradayım ; yarın başka bir yerde... Denizsiz şehirlerde bile vuracak dalgalar üzerime , sırılsıklam olacağım . Söyleyeceğim bir şarkı olacak yine , sen oralarda olmazsan ...

"Always Somewhere
Miss you where I've been
I'll be back to love you again"

29 Ocak 2011 Cumartesi

Karadeniz İle İlk Sohbet

Günün ilk ışıklarıyla doğup büyüdüğüm şehre geldim . Hava soğuktu , tipik Karadeniz kışı işte ... Gelir gelmez kendimi deniz kenarına attım elimde valizim , omzumda çantam ile . Özlemişim denizi , denizle konuşmayı ; Karadeniz'e anlatmayı ... Anlattım , evet çok şeyler paylaştım onunla . Tavırlıydı biraz , dalgalıydı ; bana da kızgındı ... Adeta soruyordu : "Neredesin be oğlum kaç zamandır ? Yoksa başka denizler mi buldun kıyısında duracak ? " Cevap veremedim doğrusu ... Kızdırmak istemedim Karadeniz'i ; kırmak istemedim . Zamanla ben anlattım o dinledi , o anlattı ben dinledim ; sohbet koyulaşınca ağzımdan kaçırdım ... "Başka bir deniz  var evet kıyısında durduğum ; açılmak için sabırsızlıkla beklediğim." Bunu söylediğim zaman o sert tavrı biraz yumuşadı sanki . Hüzün mü mutluluk mu anlayamadım , köpükler kayboldu ; dalga sesleri sustu ... Adını sordu . "Ege mi ? "dedi. "Hayır" dedim , "değil ..." Ege değil kıyısında durduğum . Sadece deniz . Ön adı olmayan bir deniz . Senden daha derin , daha zor , daha şefkatli , daha başka bir deniz ... Ne kara , ne ak , rengarenk bir deniz . Her rengi seven ; her renge bürünebilen bir deniz ... Sadece "Deniz."

27 Ocak 2011 Perşembe

Im Juli'den


"Güneşim ayım sana ışık olsun
 Sıcak kumum yoluna açık olsun
 Okşarım tenini rüzgarlarımla
 Susuz kaldı sularım dudaklarına

 Ah... O gözlerin...
 Arasın beni izlesin peşime düşsün
 Ah... O dudakların...
 Gelsin, bulsun, tatsın ve öpsün beni

 Al bulutlarım sana yatak olsun
 Yumuşacık sessizce üstünü örtsün
 Ateşim aşkına kıvılcım olsun
 Sonsuz yansın yüreğinde hayata doysun

 Ah... O gözlerin...
 Arasın beni izlesin peşime düşsün
 Ah... O dudakların...
 Gelsin, bulsun, tatsın ve öpsün beni"