Bazen hayatın farkına varamadığım anlar geliyor. Flu görüyorum dünyayı , net olmuyor kareler. Hangi gözlüğü takmam gerektiğini anlayamıyorum. Yetmiyor benim 1.25'lik miyop mercekleri ... Algım kapanıyor sanki , ayağım kayıyor , bir yerlerden düşüyorum ; nereden olduğunu dahi bilmeden ... Sonrası bir boşluk ... O boşluktan çıkmak için bir oyun oyanır işte. Ortaçgil'in de dediği gibi "şarkılar bir oyundur çoğu zaman , ben başroldeyim işte o zaman. Şimdi yaşadığım duygular bir şarkı gibi ... Bir Ortaçgil şarkısı... Bu oyun tek perdelik. Bu oyun hayal gücümden çok daha fazlası ... Bu oyun aklımla kalbimin dansı ... Şimdi anlıyorum ; hayatın farkına varmamı sağlayan gözlüğümü takmış bu oyunun senaryosunu yazıyorum. Gözlüklerimi geç taktığımın farkındayım. Buralara geleli dört yıl geçti , bin iki yüz yirmi beş adet gün olmuş dile kolay... Neden fark edemedim ben onu ? Neredeydi benim gözlüklerim ?
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder