7 Ocak 2013 Pazartesi

Karlı bir İstanbul gecesinde yazarsam eğer buraya...

Şiirlerle yüklendim
karlar buzlar içinden geliyorum
sevecektim bir kadını, sevdirmedi kendini
gemiler evimin içinden geçerken, içim geçiyor
binip balkondan bir gemiye
uzaklara gidesim,
her gün biraz daha geçiyor
kalakaldım bir ozan şaşkınlığı denize karşı
güneşin balık burcuna girdiği gün,
bembeyaz karla kaplı İstanbul
giydik ipek gömleği,
artık çok geç arkadaş

annem bilir en güzel
gözümüzün rengini

ben de babam olurum, bulursam annem gibi bir kadın
sabahleyin geçtiler Finlandiyalı kuşlar
İstanbul'da müthiş kış,
Finli kuşlar afallamış
büyüyorum annemin ördüğü kazaklarla
Muzo ağbim getirdi bu yıldıztaş yüzüğü
geçirildi necaset parmağına
yalnız yaşamanın tüzüğü
tevekkülü ben annemden öğrendim...



Ferhan Şensoy'dan yazarım ancak...

2 yorum:

  1. Kar yağışının zenginliği
    Aklımda sen vardın, sadece sen
    Bilmem yağar mısın üzerime
    Aklar zaten bulaşmış saçıma
    Yüreği ısıtmak için soğuk kar mı gerek?
    Ay şahidim, öylesine buz tutmuşum
    Razıysan yağar mısın üzerime?
    Rica etsem örter misin üstümü?
    Aslına anlatacak çok şey vardı...
    Kalsın böyle ki akrostiş okunsun.

    YanıtlaSil
  2. Seni mi kıracağım ey dost
    İnsana lazım senin gibi bir puşt,
    Korurum seni, korkarırım Boşnak kadından,
    Küçük'ünden, "Güler"inden, "Ural"ından, "Maral"ından
    Olacaksa okumuş o.ospu olsun dediydi Yılmaz
    Hele okumaya hevesliysen o mangalar sana az!
    Eh trollendiğine göre benim blogum
    Rahvan gitsin derim de devam eder bu oyun.
    İçine atacağına dışarda patlat azizim
    Fikrini seveyim, dinini seveyim, vicdanını seveyim

    :)

    YanıtlaSil